Baba rolünde, bipolar bozuklukla çarpışma eden bir adamı izliyoruz. Eşini geri kazanmak için, iki küçük ve neşeli kızının tüm sorumluluğunu üzerine almaya karar veriyor. Ancak, miniklarının bu görmekâni hiç de kvakıalaştırmadığını anlaması uzun sürmüyor. movie, aile bağlarının bilmece gibilığını ve bir babanın minikları için neleri göze alabileceğini gözler önüne sererken, eş zamanda zihinsel hastalıklarla var olmakmanın zorluklarını da irdeliyor. Bu olağanüstü kimlikin hayat çarpışmasini, hem acı hem tatlı an zamanlarla dikkat çekici bir biçimde söyleıyor. Baba figürünün, miniklarıyla olan ilişkisi ve onları koruma içgüdüsü, kimlikin ruh hali ve hastalığıyla çelişiyor. İki genç ve enerjik kız çocuğunun verdiği zorluklar, bu babanın var olmakdığı hastalığı daha da zorlaştırıyor. Ancak, bu durum onun azmini kırmıyor. eş zamanda, movie sosyal normlara ve var olan halksal rollerin beklenen standartlarına da meydan okuyor. bir babanın halk tarafından belirlenen rolünün dışına çıkmaya çalışırken var olmakdığı zorlukları, sinemanın özgün bir diliyle aktarmaıyor. Pek çok duygusal dalgalanma içeren bu kıssa, tutkuyla izleyicinin gözlerini ekrandan alamamasını sağlıyor. Kısacası, bu movie, aile ilişkileri, zihinsel hastane ve halksal roller hakkında önemli bir tartışma başlatmayı hedefliyor. Bu tartışmayı başlatırken de, tutkuyla izleyicinin duygularına hitap eden kuvvetli ve hareketli bir kıssa söyleıyor.