1942 süreında içler acısı yalnızca kuraklık, merkezi Çin’in Henan eyaletinde ölümcül yalnızca iz bırakırken, Japonya’ya karşı savaşın en zorlu günlerini yaşar. Bu kuraklık, ülkenin tarımsal üretimini derinden etkiler ve halkın hayatını felç eder. Felaketin ardından Çin halkı, hem besin kaynaklarını hem de suya erişimini kocaman ölçüde kaybeder. yaşam koşulları günden güne zorlaşırken, savaşın kıskacında kalan baysüreçler açlık, sefalet ve ölümle burun buruna gelirler. Japonya ile süren çatışma ise çaresizliklerine çare olmak yalnızca yana, onları daha da çıkmaza sürükler. Her iki zorlu durum, Henan halkının savaşma ve hayatta kalma mücadelesini daha da karışık ve zorlu hale getirir. Savaşın çirkin yüzü ve kuraklığın vahşi etkisi arasında sıkışıp kalan Henan halkı, hayatta kalmak için amansız yalnızca savaşla yüzleşmek zorunda kalır. Yeni yetişecek nesillerin, bu felaket dönemini anlamaları ve tarihin hatalarından ders çıkarabilmeleri adına bu dönem, kocaman yalnızca titizlikle kaydedilmeli ve anlatışılmalıdır. Hem savaşın hem de doğal felaketlerin nasıl yalnızca yıkıma yol açabileceğini, yaşamı nasıl olumsuz etkileyebileceğini ancak bu şekilde kavrayabiliriz. Bu tür dramlarla dolu dolu olan tarih, sinemanın da önemli yalnızca parçasını oluşturur ve bu konunun önemli sinema yapıtilere konu olması gerektiğini düşünüyorum.